Kadın, Gebelik, Yemek Tarifleri, Güzellik ve Bakım

Meme Kanseri ve Meme Kanserinin Gelişimi

  • 06 Ağustos 2009
  • 2.778 kez görüntülendi.
Meme Kanseri ve Meme Kanserinin Gelişimi

Meme Kanseri
Koroner kalp hastalığı ABD’li kadınlar arasında meme kanserinin altı katı ölüme neden oluyor, ama kadınların en çok korktuğu me­me kanseridir.Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser; kadınlar­da görülen her üç kanserden biri meme kanseridir. Akciğer kan­seri hariç diğer tüm kanser türlerinden daha fazla kadını öldür­mesine rağmen, iyi haber erken teşhis ya da daha etkili tedaviler sayesinde meme kanserinden ölen kadınların sayısının son onyıl-larda giderek azaldığıdır. Meme kanseri erken safhalarında genel­likle sessizdirdoktora gitmeye neden olacak bariz uyarıcı işaret­ler vermez. Ancak geçmiş yıllarda gözden kaçırılabilen erken saf­hadaki kanserler artık mamografı sayesinde saptanabilmektedir. Göğüsteki tümörler genellikle yavaş büyür; bu nedenle bir yum­ru gibi hissedilecek düzeyde büyüyene kadar, büyümeye baş­laması üzerinden on yıl geçmiş olabilir. Ulusal istatistilder meme kanserinin hâlâ lokalize olduğu bir aşamada tespit edildiği takdir­de beş yıl hayatta kalma oranının yüzde 96 olduğunu gösteri­yor.1940’lardaki yüzde 72’lik orana göre büyük bir gelişme. Yi­ne de erken teşhis edilse bile tedavinin çok sıkı gerelderi, göğsü kaybetme olasılığı ve beden imajı ile kanserin tekrarlamasına iliş­irin endişeler, meme kanserine yakalanfp da hayatta kalanlar için son derece travmatik olabilir.

Meme Kanseri Nasıl Gelişir?
Hormon tedavisi ve meme kanseri arasındaki ilişkiye bakmadan önce göğsün anatomisini ve meme kanserinin nasıl geliştiğini te­mel olarak anlamak yararlıdır. Göğsün işlevsel mimarisi süt üreten lobüAer ve kadın emzirirken memesinin ucuna sütü taşıyan kanal­lar olan c/uictuslardan oluşur. Göğüs aynı zamanda yağ dokusu, si­nirler, kan ve lenfatik damarlar ve her şeyi yerli yerinde tutmaya yardımcı olan bağ dokusunu da içerir.

Hayat boyu, hücrelerimiz esiri hücreler ölürken yeni dokular üretmek için sürekli bölünür; bu süreç apostoz ya da programlı hücre ölümü olarak bilinir. Tüm kanserler gibi meme kanseri de bedende hücrelerin yapımı ile ölümü arasındaki dengeyi düzenle­yen mekanizma düzgün çalışmadığında meydana gelir ve hücre üretimi hücre ölümünün önüne geçer.

Meme kanseri süt duktuslarının ya da lobillerin yüzeyinde çok fazla hücre oluştuğunda başlar. Fazla hücreler mikroskop altındanormal gözüküyorsa, bu aşırı büyümeye basit hiperplazi; tuhaf görünüyorsa atipik hiperplazi denir. (Hyperöneki “aşırı” anla­mına ve plazi son eki “büyüme” anlamına gelir.)

Göğüste hi­perplazi meme kanseri riskinin yüksek olduğunu gösterir, ama kendi başına kanser değildir.
Bir sonraki adım olan karsinoma in situ, süt duktusları ya da lobüllerinde çoğalan hücreler abnormalite eşiğini geçtiğinde mey­dana gelir, ancak çevre dokulara ve ötesine yayılmamıştır, “in situ,” “yerinde” anlamına gelir ve anormal hücreler hâlâ duktus ya da lobillerde, ilk geliştikleri “yerlerinde” olduğundan bu durumu tarif etmek için kullanılır.

“Karsinoma” kelimesi kulla­nılmasına rağmen, söz konusu hücreler tam kanserli olarak düşü­nülmez, çünkü ilk ortaya çıktıkları duktus ya da lobüllerden kaç­mamışlardır. Vakaların yaklaşık yüzde 30’unda, sonunda hücrele­rin yakındaki yağ dokuyu işgal etme, kan damarlarına ve lenfatik damarlara girme ve karaciğer, akciğer ve kemikler gibi bedenin di­ğer yerlerine gitme kabiliyetini kazandığı invasif meme kanseri meydana gelir.

Hücre büyümesini ve bölünmesini düzenleyen mekanizma bü­yük oranda genlerimiz tarafından kontrol edilir. Eğer genler bir şekilde hasar görürsehasar görmek derken geni oluşturan DNA molekülünde zararlı mutasyonlar meydana gelebileceğini kastedi­yorum kanser gelişir. Hasar görmüş genleri ebeveynimizden alabiliriz ya da doğduktan sonra çevresel faktörler (örn. radyasyo­na ya da sigara dumanı gibi mutasyona neden olan kimyasallara maruz kalmak) genlerimize zarar verebilir.

Mutasyonlar hücre bölünmesi öncesinde hücre DNA’sini ço­ğaltırken yapılan hataların sonucunda da meydana gelebilir. Bir hücre bölündüğünde, yaratılan yeni hücrelere geçirilmek üzere DNA’sının kopyasını yapmak zorundadır. Ayrıntılı genetik ma­teryalin kopyasını mükemmel şekilde yapmak karmaşık bir iştir. Bir hücre ne kadar çok bölünürse, taşıdığı genlerin o kadar çok kopyalanması gerekir ve hata yani, zararlı mutasyonların orta­ya çıkarılmasına olanak veren hatalar yapılma olasılığı o kadar artar. Ayrıca yaşımız ilerledikçe tüm kopyalama süreci hatalara da­ha açık hale gelir.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ