Kadın, Gebelik, Yemek Tarifleri, Güzellik ve Bakım

50-60 Yaş Arası Kadın ve Sağlığı

  • 12 Eylül 2010
  • 3.572 kez görüntülendi.
50-60 Yaş Arası Kadın ve Sağlığı

50-60 Yaş Arası Kadın ve Sağlığı

Bu dönemden itibaren, menopoz öncesi semptomların artık azalmasını beklersiniz. Sıcak basmaları, uykusuzluk, baş ağrısı, gece terlemeleri, vajinal kuruluk ve ruhsal değişimlere neden olan östrojen seviyelerindeki dalgalanma sonunda tamamen biter. Yumurtalıklar artık yumurta üretmezler. Adet dönemi sona erer.
Regl olmadan geçen 12 ayın sonunda, menopoza ulaşmış olursunuz. 40 ila 58 yaşları arasında herhangi bir zamanda gerçekleşebilir ama ortalama yaş 51’dir. Sigara içen kadınlar genellikle içmeyenlere göre menopoza yaklaşık bir buçuk yıl erken girerler. Yüksek vücut kitle indeksine sahip (sayfa 99’da bahsedilmektedir) olanlar ya da birden fazla hamilelik geçirenler genellikle ortalama menopoz zamanından daha geç menopoza girerler. Büyük ihtimalle menopoza annenizin girdiği yaşta gireceksiniz.
Bazıları için, menopoz üretkenliğin kaybolduğu üzücü bir gün olabilir. Bazıları içinse, artık adet görmemeyi, adet öncesi sendromları yaşamamayı ve hamilelik
korkusunun sona ermesini kutlamak için ideal bir zamandır. Aslında, tüm kadınlar içerisinde, depresyona girme ihtimalleri en düşük olanlar, rahatlık duygusundan dolayı menopoz sonrası kadınlardır.
Eskiden doktorlar, menopoz sonrası sağlığın bozulmasını normal yaşlanma süreci olarak görmekteydiler. Ancak şimdi, sağlıklı bir yaşam tarzının kadınları güçlü tutabildiğini biliyoruz. Tüm kadınların yaşamlarının en az üçte birini menopozdan sonra yaşadıkları düşünülürse bu iyi bir şeydir.
Buna karşın menopoz, yeni sağlık sorunları da getirir. Bazı tür hormon yenileme terapileri olmadığında, kadınlar menopozdan sonraki ilk 3 ila 5 yılda her yıl ortalama kemik kitlesinin yüzde 2 ila 5’ini kaybedebilir.  Meme kanserinden ölme riskiniz de yaşla

 

blank

kadın sağlığı

KALSİYUMUN İYİ GELMEDİĞİ ZAMANLAR

Kalsiyum takviyeleri, sizi kırıklara karsı koruyarak kemik yoğunluğunun muhafaza edilmesine yardımcı olur. Ancak, bir kemik taramasının hemen öncesinde kalsiyum almanın kemik yoğunluğu testinin sonuçlarını bulandırdığını biliyor muydunuz?
Omurga ve kalçadaki kemik yoğunluğunu en iyi ölçen test dual enerji x-ray absorbsıyometri yöntemi ya da diğer bir değişle DEXA -sadece kemikte değil aynı zamanda vücudun bir kesitinin içinde de ne kadar kalsiyum olduğunu okuyarak çalışır. Yetersiz emilen kalsiyum, bağırsaklarda yavaşça hareket eder ve incelen kemiğin belirgin işaretlerini engelleyerek omurga taramasında kemik yoğunluğu konusunda yanlış sonuç verir.
Bu seyrek olarak gerçekleşir ama yine de huzursuzluğa neden olabilir: Şayet doktorunuz şüpheli bir sonuç sezerse, ikinci bir tarama isteyebilir. Takviye almayı bırakmayın, DEXAnızı iptal etmeyin ve tabii ki DEXA yaptırmadan önceki 1 saat içerisinde herhangi bir kalsiyum takviyesi almayın.

birlikte artmaktadır (her ne kadar bu ihtimal genel anlamda kalp hastalıkları ve akciğer kanserinden sonra üçüncü sırada gelse de). 35 yaşına geldiğinizde, meme kanserine yakalanma riskiniz sadece 622’de birdir. 60 yaşına geldiğinizdeyse, bu oran 24’te birdir (her ne kadar bu risk kadından kadına değişim gösterse de).
Gençliğinizde östrojen sizi kalp hastalıklarından korurken, menopozla birlikte östrojeni de kaybetmeniz LDL (“kötü”) kolesterol seviyenizi arttırır ve 60 yaşınıza gelene kadar, bu risk bir erkeğin riskiyle eşitlenecektir. Östrojen aynı zamanda kan damarlarınızı doğal olarak esnek tutar. Onsuz, kalp hastalıkları ve felç riski artar.
Tekrar etmek gerekirse, bu riskler kişiye göre değişir ve sizin kontrolünüz altındadır. Bu nedenle, sağlıklı bir diyet ve tarama bu yaşta fazlasıyla önem taşır. Kalsiyum ve D vitamini kemik kaybıyla savaşmaya yardımcı olur ama eğer bir kemik yoğunluğu taramasında düşük kemik yoğunluğuna sahip olduğunuz ortaya çıkarsa, doktorunuz sizi bununla savaşmak için koruyucu tedaviye erken başlatabilir. Mamogram ya da meme muayenesinde bir tümör saptanırsa, ne kadar erken teşhis edilirse tedavisi ve iyileşmesi o kadar kolay olur. Bu arada, düşük meme kanseri riskiyle ilintili besinler tüketebilirsiniz. Ayrıca, az yağlı gıdalar tüketmek, egzersiz yapmak ve sigara içmemek, kalp hastalıklarına yakalanma ihtimalinizi düşürebilir. Kilonuz da diğer bir sorundur. Kilonuzu aşağıda tutmak her geçen gün zorlaşmaktadır. Egzersiz yaparak kas kitlenizi arttırmak kalori yakmanıza yardımcı olacaktır.

Kendi Kendinize Bakım Kontrol Listeniz

Kalori azaltma Eskiye oranla daha yavaş olan metabolizmanızı telafi etmek için,
günlük beslenmenizden 100 kalori düşürünüz. Ekmek gibi karbonhidrat içeren bir besini tamamen sofranızdan uzaklaştırmak yerine öğünlerinizi küçültün. Aşırı yemeden tabağınızı doldurmak için, akşam yemeğinde bir salata tabağı kullanın; böylece kendinizi o besinlerden mahrum etmemiş olursunuz.

Küçük Öğünler:

Metabolizmanızı yüksek tutmak için, alışılagelmiş üç büyük öğünü bölün ve gün boyunca her biri 250 kalori olan daha küçük öğünler yiyin. Araştırmacılar, daha büyük öğünler yiyen kadınların, küçük öğünler yiyen kadınlara oranla günde 60 kalori yılda 2.5 kiloya denk daha az yakabildiğini saptamışlardır.

Porsiyon kontrolü:

Aperatif, bisküvi ve diğer paketlenmiş yiyeceklerden iki ya da üç katı porsiyon yemediğinizden emin olmak için, paketlerinin üzerindeki bir porsiyonun miktarını kontrol edin ve tamamı yerine kendinizi bir porsiyonla sınırlayın.

Düşük yağlı, yüksek lifli diyet:

Yağ yönünden düşük, lif yönünden yüksek olan bir diyet, hem kalp hastalıkları hem de kolon kanseri için daha düşük risk içerir. Meyve, sebze, tam tahıl ekmeği, kahvaltılık gevrekler, bakliyat, soyalı besinler ve yağsız veya düşük yağlı süt ürünleri tüketiniz.

Kalsiyum :

Menopoz sonrasındaki kadınlar, ihtiyaçları olan kalsiyumun sadece yarısını alırlar; oysaki bu dönemde normalden daha fazlasına ihtiyaçları vardır. Menopoz yüzünden östrojen kaybı, size kemik kaybından daha az koruma sağlar, bu nedenle günlük kalsiyum alımınızı 1,000 miligrama yükseltiniz.
İstemiyorsanız, günde 3 bardak süt içmek zorunda değilsiniz. Bunun yerine, günlük tavsiye edilen miktara göre 700 miligrama eşit gelen kalsiyum takviyesi alabilirsiniz. Uzmanlar, daha iyi bir emilim için dozu gün içine yaymanızı ve tek seferde 500 miligramdan fazla almamanızı önermektedir. Her ne kadar yemeklerle tek tip -kalsiyum karbonat almanız gerekse de, aç karınla kalsiyum sitrat da alabilirsiniz. D vitamini içeren bir kalsiyum takviyesi araştırınız. Günlük multivitamininizin sağladığı D vitamininden daha fazlasına ihtiyaç duyabilirsiniz.

B12 Vitamini:

Kalp hastalıklarıyla mücadele etmek için, kadınların günde 1.5 miligram B12
vitaminine ihtiyacı vardır, ancak 50 yaşından sonra bu vitamini besinlerden aldığımız zaman absorbe etmemiz zordur. B12’yi multivitamin olarak alın bu şekilde iyice emilir.

Ispanak:

Ispanakta bulunan antioksidanlar olan lutein ve zeaksandin, retinayı yaşa bağlı makula dejenerasyonundan koruyabilir. Yağ lutein emilimini hızlandırdığından, ıspanağı günde bir kez zeytinyağıyla birlikte tüketin.
Düşmekten korunmak 60 yaşma ulaşırken, düşmelere, bilek ve kalça kırıklarına karşı korunmak için önlem alın. Elektrik kablolarını evinizin geçiş yerlerinden uzak tutun, gece lambası kullanın, duşa yerleştirilen tutacaklardan (üzerinde kaymayan bantlar olanlar) temin edin, mutfakta bir şey döküldüğünde hemen temizleyin, kauçuk tabanlı ayakkabılar giyin ve ayağınızın altından kaymasını önlemek için kilim ve halılarınızın altına kauçuk paspas yerleştirin.

Boy Ölçümü:

Her doktora gittiğinizde ya da en azından yılda bir kez boyunuzu ölçtürmelisiniz. Yaşamınız boyunca, yavaş yavaş yaklaşık 4 santimetre (1.5 inç) kaybetmeniz normaldir. Ancak, bundan daha fazlasını kaybetmişseniz ya da 10 yıl veya daha az bir süre içerisinde 4 santimetre kaybetmişseniz- bu, osteoporozun bir sonucu olarak omurga baskısı çatlağı anlamına gelebilir.

Kemik Yoğunluğu Ölçümü:

Eğer menopoz ya da menopoz sonrası dönemdeyseniz veya daha önce hiç yaptırmamışsanız, bir kemik yoğunluğu ölçümü yaptırın. İngiltere’deki 50 yaşın üzerindeki her üç kadından birinde osteoporoz vardır: Bu değer, tahmini olarak 3 milyon kişidir. Kadınlar için en iyi ölçüm yöntemi, genellikle en ciddi çatlaklann olduğu yer olan omurga ve kalçadan yapılan bir DEXA taramasıdır. Omurga aynı zamanda, menopozdan sonraki kemik kaybının en sık görüldüğü ilk yerdir.

25-hidroksi D vitamini serum düzeyi kontrolü:

Eğer 49’un üzerindeyseniz ve özelikle osteoporoz riskiniz varsa, D vitamini seviyenizi ölçtürün. D vitamini, vücuttaki kalsiyumun emilmesine yardımcı olur. Düzeyleriniz, litre başına 20 nanogramın üzerinde olmalıdır.

DİŞ kontrolleri :

Diş hekiminize her 6 ayda bir ya da herhangi bir ağrı veya başka sorunlarla karşılaşırsanız daha sık gidiniz.

GÖZ muayenesi:

Daha önce yaptırmadıysanız, kapsamlı bir göz muayenesi yaptırın. Göz
muayenelerinizi her 2-4 yılda bir yaptırınız. Eğer görüntünüzde bir değişiklik fark ederseniz doktorunuza daha sık görününüz. Serum ferritin testi ve transferrin doyma testi. Bu testlerle ilgili en geçerli tavsiyeler konusunda doktorunuzla görüşünüz.
Cilt muayenesi:
Değişiklikler için cildinizi kontrol ettirmeye devam ediniz.
“Çalışmalar, aspirinin kolon kanserine neden olan poliplerin gelişimini azalttığını göstermiştir. Doz ve alım sıklığı konusunda net bir bilgi yoktur, ancak doktorunuzla en azından gün aşırı ya normal ya da bebe aspirini alma konusunda görüşünüz.
Mide bozukluğu ve mide bağırsak kanaması gibi yan etkilerinden rahatsız olmayacaksanız, bu iyi bir fikir olabilir.”

Kan Basıncı Testi :
Kan basıncınızı her 2 yılda bir kontrol ettiriniz. Eğer anormal ise, daha sık kontrole gidiniz.
Tam Lipit Profili:
Eğer risk altındaysanız doktorunuz size bir lipit profili önerecektir. Buna karşın, kadınların menopoz sonrası östrojen kaybettikleri dönemlerde, genellikle erkeklere oranla 10 ila 15 yıl daha geç kardiyovasküler hastalıklara tutulduklarını unutmayınız. Ayrıca, kolesterol seviyeleri menopozdan sonra
değişim göstermektedir. “İyi”HDL kolesterol seviyesi düşerken, menopoz sonrası
kadınları kardiyovasküler hastalıklar yönünden daha fazla riske sokan “kötü” LDL
kolesterol seviyesi yükselmektedir.

Pelvik muayenesi ve Pap (servikal smear) testi

Önceki on yıllık sürenizde olduğu gibi, doktorunuzun ne zaman sizden bir testi tekrarlamanızı isterse, bunu yapmaya özen gösterin. Şayet unutulduğunuzu düşünüyorsanız (yani bir süredir teste girmemişseniz), muayene olarak ve bu konuyu onlara danışın.

 

 

 

 

 

Mamogram :

50 yaşına geldiğinizde, artık düzenli mamogram çektirmeye başlamanız gerekmektedir. Mamogram, doktorunuzun bulduğu ya da sizin keşfettiğiniz kitlelerin gerçekten tümör olup olmadığım doğrulayan, düşük yoğunluğa sahip bir röntgendir. Bu yöntem aynı zamanda, elinizle hissedemeyeceğiniz kadar küçük olan tümörleri de saptayabilir. Tümörler erken keşfedildiğinde, tedavi edilmeleri kolaylaşır ve kanser yok edilebilir, çünkü henüz vücudun diğer bölümlerine yayılmamıştır.

Kolorektal tarama:

Kolorektal kanser, İngiltere’de kadınlar arasında en sık görülen ikinci kanser türüdür, ancak erken bulunduğunda neredeyse her zaman iyileştirilebilir. Eğer herkes 50 yaşına geldiğinde düzenli taramadan geçseydi, bir sene içinde birçok insan bu hastalıktan kurtulabilirdi.
Eğer kolorektal kansere (polipli veya polipsiz) yakalanan yakın akrabalarınız varsa, sizin de erkenden tarama yaptırmanız gerekmektedir. Bu tarama yöntemi, kolorektal endoskopiyi ve bağırsaklardaki herhangi bir şüpheli bölgeden alman biyopsiyi kapsar. Ailenizde kolorektal kanser geçmişi yoksa ve sizde de herhangi bir semptom bulunmuyorsa, o zaman 50 yaşma geldiğinizde kadın sağlığı kliniğinde yapılabilen bir rektal muayene yaptırmanız büyük ihtimalle yeterli olacaktır. Eğer aşağıda belirtilen semptomları fark etmeye başlamışsanız, derhal doktorunuzu görmeniz gerekmektedir.
Kolon kanseri için risk faktörleri şöyledir: Aile geçmişi : Genetik yatkınlık Kronik iltihaplı bağırsak sendromu Daha öncesinde var olan kolon polipleri ya da kolon kanseri vakası.
Rektal kanamaya, dışkıda kan bulunmasma, alt karın bölgesinde ve sırtta devam eden ağrıya, beklenmedik yorgunluk veya kansızlığa, ani kilo kaybı ya da bağırsak alışkanlıklarında görülen ani değişimlere dikkat ediniz.

Grip aşısı:

50 yaşın üzerindeki herkesin yılda bir kez grip aşısı olması gerekmektedir. Sağlıklıysanız, aşı hastalığı önleyebilir ve eğer astım gibi kronik bir tıbbi durumunuz varsa, gribin şiddetini ve ciddi komplikasyonlarm riskini azaltabilir.

Tetanos aşısı:

60 yaşın üzerindeki insanların çoğu, önceki 10 yıl içerisinde bir tetanos aşısı olmamıştır ve bu tetanosa karşı bağışıklık geliştirmediklerini göstermektedir. Eğer siz de bu insanlardan biriyseniz, aşı olduğunuzdan emin olun.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ