Kadın, Gebelik, Yemek Tarifleri, Güzellik ve Bakım

Aksaray’da selde kaybolan Asel bebekten acı haber

  • 08 Eylül 2023
  • 324 kez görüntülendi.

Aksaray’da selde kaybolan Asel bebekten acı haber

Aksaray’da 3 Eylül’de meydana gelen sel felaketinde kaybolan 3 aylık Asel bebeğin cansız bedenine ulaşıldı. Umutla günlerdir bekleyen Nafiz Balcan, gözyaşlarına hakim olamadı. Arama ekibinde görevli Miraç Mutlu ise Asel bebeğin bulunuş sürecini anlatırken, ‘Üzerinde kendi elbiseleri mevcuttu. Ayağında çorabı dahi vardı.’ ifadelerini kullandı. Asel bebeğin annesi Hayriye Balcan , ‘Sular gittikçe yükseldi. Çocukla epey sürüklendim. Sonra da ellerimin içinden kaydı gitti.’ sözleri ile sel faciasında yaşadıklarını anlatmıştı.
Aksaray’da geçen pazar günü, akşam saatlerinde başlayan ve etkili olan sağanağın ardından Sevinçli, Gücünkaya köyleri ile Kireçlik mevkisinde sel meydana geldi. Sel nedeniyle Kireçlik mevkisinde yol yarıldı. Sele kapılan araçlardan birinde bulunan 2 çocuk annesi Gülseren En (53), öldü. Aynı araçtaki eşi Çapan En ve diğer araçlardaki 13 kişi, ihbarla bölgeye sevk edilen ekipler tarafından kurtarılıp, hastaneye kaldırıldı. Tedavilerinin ardından da taburcu oldu.

blank

Selden kurtulan Nazif Balcan (25) ve eşi Hayrice Balcan’ın 3 aylık bebekleri Asel ise suyun akıntısına kapılıp kayboldu. Asel’in bulunması için arama çalışmaları devam ederken suda sürüklenip güçlükle kurtulan Hayriye Balcan, yaşadıklarını anlattı.

5 GÜN SONRA ACI HABER

Aksaray’daki selde kaybolan 3 aylık Asel bebeğin 5. gün cansız bedenine ulaşıldı.

KAYBOLDUĞU NOKTAYA 3 KİLOMETRE UZAKLIKTA BULUNDU

Aksaray Valisi Mehmet Ali Kumbuzoğlu, Asel bebeğin cansız bedeninin bulunmasının ardından olay yerinde açıklamada bulundu. 410 kişilik ekibin arama kurtarma çalışmasına katıldığını belirten Kumbuzoğlu, ”STK’larımız, UMKE’miz, izcilik kulübümüz, askerimiz, polisimiz, emniyetimiz, gönüllü vatandaşlarımız yaklaşık 410 arama kurtarma ekibiyle ve köpeklerimizle, dalgıçlarımızla büyük bir mücadele örneği sergiledik. 7/24 gece gündüz çalıştık. Asel bebeğimizle, yüreğimiz aktı. Ben emeği geçen herkese çok çok teşekkür ediyorum. Gerçekten çok üzgünüz ama bebeğimizi bulduğumuzdan dolayı ona da mutluyuz. En azından cansız bedenine ulaşmak aileyi de memnun etti, bizleri de memnun etti. Bu Sel felaketleri sadece Aksaray’da değil, ülkemizi birçok yerinde cereyan etti. Dolayısıyla sel felaketlerinde vefat eden başta bebeğimiz olmak üzere bütün vatandaşlarımızın başı sağ olsun. Ölenlerin mekanları cennet olsun, yaralananlara da Allah’tan şifalar diliyorum” dedi.

Vali Kumbuzoğlu, Asel bebeğin, kaybolduğu noktadan yaklaşık 3 kilometre ileride balçık içinde bulunduğunu belirterek, şunları söyledi:

”Olay yerinden 3 kilometre aşağıda bulundu. Tabi bu selin özelliği dere suyunu tamamen balçıkla kaplanması. Balçık biliyorsunuz, yapıştıran bir özellik taşıyor. Dolayısıyla taş, ağaç parçalarıyla oluşmuş bir balçık aynı zamanda Asel bebeğimizi kavrıyor ve kapatıyor. Bu şekilde aramayı da zorlaştırdı. İş makinelerinin de yardımıyla arkadaşlarımız, değerli arama kurtarma ekibimiz bu balçığı fark ediyorlar. Bebek de küçük olduğu için işin zor tarafı da buydu; ancak fark ediyorlar ve balçığı üstünden alarak bebeğimize ulaşıyorlar. Bulunma şekli bu şekilde.”

KÜTÜĞÜN ALTINDA BULUNDU

Asel bebeğin bulunmasının ardından babası Nazif Balcan ve yakınları, bölgeye geldi.Balcan’ı, yakınları ve kurtarma ekibindeki görevliler sakinleştirmeye çalıştı.

Aksarayda selde kaybolan Asel bebekten acı haber
Asel bebeği bulan ekiplerden Aksaray Belediyesi İtfaiyesi’nde görevli Miraç Mutlu, bebeğin üzerinde kıyafetleriyle bulunduğunu belirterek, ”Üzerinde kendi elbiseleri mevcuttu. Ayağında çorabı dahi vardı. Ağaç kütüğü üzerine gelmiş ve vücudunda fazla bozulma yoktu. Biz tarama yöntemiyle taradığımız için ekip halinde aldık. AFAD ekipleri, itfaiye ekipleri. Bizim itfaiye ekipleriyle birlikte sağ tarafta ağaç kütüğünün altında yatmış bir şekilde bebeğin naaşını bulduk” dedi.

‘BİR MEZARI OLACAK’

Asel bebeğin amcası Enver Balcan, ”5’inci günde ölü olarak bulundu. Bir mezarı olacak. Bizim de istediğimiz buydu” dedi.

‘BABA BİZ SELE KAPILIYORUZ’

Olay günü Güzelyurt ilçesinde oturan ailesini ziyaret ettikten sonra kent merkezindeki evlerine dönmek üzere yola çıktıklarını anlatan Hayriye Balcan, şunları söyledi:

”Güzelyurt’tan, annemden dönüyorduk. Yağmur çok şiddetliydi. Kaza yapmak istemedik, çocuğumuz vardı arabada. Akaryakıt istasyonuna duralım, yağmurun dinmesini bekleyelim, daha sonra yola devam ederiz, dedik. Zaten akaryakıt istasyonuna durduktan 5 dakika sonra her şey o zaman başladı. Bir anda sular gelmeye başladı.

Göremedik suyun geldiğini, yağmur çok şiddetli, aşırı rüzgar var. Sis gibi bir şey çöktü. Arabanın içinden dışarısı net gözükmüyor. Zaten onun için yolda ilerleyemedik. Sular gelmeye başlayınca, arabanın içine su dolmaya başladı. Elime telefon geçti bir anda. Kayınbabamı aradım, ‘Baba biz sele kapılıyoruz. Yardım edin’ dedim. O da, ‘Geliyoruz’ dedi. ‘Siz bizi kurtaramazsınız. Haber verin herkese, siz tek başınıza kurtaramazsınız bizi’ dedim. Akaryakıt istasyonuna bizle beraber 5-6 araç geldi, beklemeye başladı. Çünkü yolda ilerlemek mümkün değil.”

‘SUYUN İÇİNDEYDİK ARTIK’

Otomobillerine çarpan kaya parçası sonrası aracın içinde kucağındaki bebeğiyle birlikte suya fırladıklarını ve sürüklendiklerini belirten Balcan, ”Sular gittikçe yükseldi. Nasıl olduysa bir kaya parçası mı, sert bir şey geldi, eşimin oturduğu tarafa sürücünün bulunduğu tarafa çarptı. O çarpmayla kapı açıldı. Çocukla ben suya fırladım. Eşim arkamdan ‘Hayriye’ diye bağırdı. Duydum ama suyun içindeydik artık. Taklalar atıyoruz, çocuk kucağımda. Çocukla epey sürüklendim. Sonra da ellerimin içinden kaydı gitti. Sonra su beni dereye attı ”dedi.

KURTULMA MÜCADELESİ

Kapıldığı akıntıdan kurtulmak için dakikalarca uğraştığını belirten Balcan, ”Derede akıntıya kapılmamak için direndim, sonra artık canım kesildi, yoruldum. Kımıldayacak halim kalmadı. Ellerimi, kollarımı açtım, ‘Öleceğim burada, hepimiz öleceğiz’ diyerek kelimeişehadet getirdim. Nasıl olduysa Allah tarafından ot, çöp, işte ağaç parçaları etrafımı sardı. Ben hareketsiz halde kalınca su beni yukarı kaldırdı. Ondan sonra ağzım, burnum açılınca nefes almaya başladım; ama derenin içinde tabi gidiyorum bu sırada. Hani akıntı birden fazlalaşıyor. Suda batıp, çıkıp sürükleniyorum. Ağaçlardan tutunmaya çalıştım. Çok uğraştım ama akıntı kuvvetli olduğu için tutamadım.

Daha sonra elime kalın bir ağaç parçası geldi. Ona tutundum. Biraz dinlenip, nefes aldım. Sonra gücümü toplamaya çalıştım. Çıkmaya çalışıyorum suyun içinden; ama deredeki su o kadar yükselmiş ki, topraktır, ağaç parçasıdır neye tutunmak istesem hepsi suya karışıp gidiyor. Sonra suyun içinde ayağıma ağacın kökü denk geldi. Oradan artık destek aldım ve ağacın üzerine çıktım. Ağacın üzerinden tarlaya indim. Yürüyecek halim yok. Ayağa kalkıyorum. Bir sağa düşüyorum, bir sola düşüyorum. Bir iki adım atamadan ayakkabılarımın altına çamurlar yapıştı, ayakkabı ağırlaştı. Ayakkabıları çıkardım, tarlanın içinden yürümeye çalıştım” diye konuştu. Erkan ALTUNTAŞ/Aksaray, (DHA)

RESİMLERİ BÜYÜTMEK İÇİN ÜZERİNE TIKLAYINIZ

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ