Çocuklarda Altını Islatma

ALTINI ISLATMA (İDRAR TUTAMAMA)

İdrar tutamama, idrar kesesi denetiminin, olması gereken yaşın ötesinde istem dışı, kontrolsüz, gece yada  gündüz idrar kaçırma hâlidir. Erkeklerde, kızlardan dahafazla görülür. Ekseri çocuk geceleri altını ıslatır. Bu hâl, beş yaşlarındaki çocukların % 10-15 kadarında görülür. Yaş büyüdükçe nispeten azalır. Gece işemelerinde ailevi eğilim (soya çekme) vardır. Genellikle organik bir neden yoktur. Anne babanın ölümü, aileden ayrılma, yeni bir kardeşin doğumu çocuktaki gece işemelerinin en önemli ruhsal sebepleridir.

İdrar kaçırmaya sebep olan organik sebepler, muhtemel ruhsal nedenlerin iyi araştırılmasından sonra, tetkik sonucu ortaya çıkar. Organik olmayan, gece idrar tutamama hâlinin kendiliğinden iyileştiği bilinmeli, ruhsal bozuklukları telâfi etmeye de özen gösterilmelidir. Aşağıda sıralanan önlemler, gece idrarını tutamayan çocuğun tedavisinde yardımcı olabilirler:

1-  Akşam yemeğinden sonra su, sulu gıda ve meyvaların  alınmaması.

2- Çocuğa yatmadan önce idrar yaptırılması.

3- Gece yatağı ıslatma hâlinin, ailede önemli ‘. bir sorun gibi ele alınmaması, ruhsal nedenlerinin değerlendirilmesi, çocuğa hissettirilmeden yapılması, idrar tutamamanın suç olmadığı, utanılmaması gerektiğinin bilinmesi, çocuğun kuru kalmaya zorlanmaması, alınması gereken tedbirlerin başlıcalarıdır.

4- İlâç tedavisinin altı yaşından küçüklere, uygulanmaması tedavinin iki aydan fazla sürmemesi, geçici bazı faydalar sağlanırsa da, ilâçla iyi bir sonuç alınamayacağının bilincinde olunması.

5- Yatağın çok rahat ve yumuşak olmaması, çarşafın altına naylon  konması gibi yardımcı tedbirler alınması gerekir.

DIŞKI (KAKA) KAÇIRMA

Kakanın tutulamaması, organik bozukluk ve hastalığa bağlı olmadan dışkının istem dışı atılmasıdır. Dışkı kaçırma olayı, 1-2 yaş arası dışkı tutma ve denetimi iyice elde edildikten sonra başlar. Bunlarda kaim bağırsağın son kısımlarının yapısı, makatı açıp, kapayan kasın tonusu ve yapısı normaldir. “Sifinkler” dediğimiz bu adalenin dışkının geçişine izin vermesi, istem dışına kaymıştır. Böyle çocukların fazla aktif ve hareketli olması, öğrenim güçlükleri göstermesi, sinirsel uyumsuzluk içinde olmaları dikkat çekicidir. Burada da, aile içi uyuşmazlıklar ve geçimsizlikler, hastalığın oluşumundaki gizli nedenlerdir. Erkek çocuklarda kızlardan daha fazladır. Belirli bir tedavi şekli yoksa da, ailedeki ve çocuktaki ruhsal düzensizlikler giderilirse, nörolojik ve psikoterapik tedavi dikkatlice uygulanabildiğinde netice almak mümkündür.

Çocuğun günün belirli saatlerinde, kaka yapmaya alıştırmak fayda sağlayabilir.